25 Kasım 2009 Çarşamba

Dance of the Dragon ♫ ♫ ♫ Ejderin Dansı



Ruh halimin bunalım takılmasından olsa gerek kötü sonla biten yada bolca dram içeren film-dizi izlemek istemiyorum. Yepisyeni arkadaşım toruko' dan bana mutlu sonla biten yapımlar için tavsiye istedim. Kendisi saolsun üşenmedi bana kocaman bir liste hazırladı. Kendisine buradan bir kez daha teşekkürler. Tabii bende durmadım listeye başladım. Uzak doğu sineması izleme merkezim olan koresinemasi.com ' u açtım ve başladım bu filmi izlemeye.


Filmin Konusu Basitçe:
Kwon Tae San (Hyuk Jang) sıradan bir çocuktur ta ki annesi onu tiyatroya götürene dek. Hiç bilmediği bir dünyanın büyüsü altına girmiştir birden. O andan itibaren Tae San'ın hayatı dans olmuştur. Bulduğu dans kitaplarından kendi başına dans öğrenmeye başlar. Babası fark eder ve dansçı olmasına mani olarak onu fabrika çalışmaya zorlar. Zaman geçtikçe Tae San dansçı olma hayalinden uzaklaşır o güne dek, Singapur'da bir dans okulu seçmelerinden davetiye gelir. Babasına karşı gelerek seçmelere katılır.

Seçmelerde dans okulunun öğretmeni Emi'nin (Fann Wong) ilgisini çeker ve okula kabul edilir. Dersler boyunca aralarında bir elektriklenme başlar, fakat Emi evlidir bunu farkeden kocası Cheng (Jason Scott Lee) Tea San'a para teklif eder bunu reddeden Tae San'ın onunla dövüşmekten başka çıkar yolu yoktur. Ya onu yenecektir ya da Singapur'dan ayrılacaktır.




Gelelim Yorumumuza:


Oldum olası daha doğrusu Dirty Dancing filmini izlediğimden beri danslı-şarkılı-aşklı filmleri her daim çok sevmişimdir. Toruko filmden bahsettiğinde açtım, konusuna baktım ve 'Ben bu filmi izlemeliyim' dedim kendime. Aslında film öyle çok havalara uçuracak 'Vaoo Süperdi Ya' dedirtecek bir yapım değil aslında. Ancak seyirciyi öyle bir yerden yakalıyor ki filmin konusunu bile unutum o güzelim şarkılarda kendinizi yitiriyorsunuz.

Film ana kahramanımız Tae San'ın 'dans hayalleri' ne ilişkin Kore'de ailesiyle ve hayatıyla yaşadığı mücadele ile başlıyor. Liseden sonra dans eğitimi almak istemesi küçüklüğünden beri babası tarafından -Eğitim Herşeydir- felsefesiyle yetiştirilmesine rağmen babası tarafından hoş karşılanmıyor. Çoğumuzun hayatında olduğu gibi Tae San' da yaşamaya devam etmek için hayallerini rafa kaldırıp çalışmaya başlıyor. Bu arada da kendisini küçüklüğünden beri yaptığı gibi 'Salon Dans Kitapları'nda gördüklerini uygulayarak eğitmeye devam ediyor.




Sonra Singapur'da bir dans okulunda eğitime kabul ediliyor. Ve babasıyla 'Dans' eğitimi hakkına konuşuyorlar. Tüm detayları anlatarak izlemek isteyenlerin hevesini kaçırmak istemiyorum ama film izleyiciye çok çok ince mesajlar veriyor. Zaten filmde verilen ana mesaj çok belli. 'Hayallerinden Vazgeçme' mesajı hemen her karede kendini belli ediyor. Filmde çok hoşuma giden birkaç sahne vardı onlardan bahsetmeden geçmek istemiyorum. Tae San babasına Singapur'a gideceğini söyledikten sonra odasına dönmesi ve duvarında asılı duran bandı çıkmış eğik duran resmi düzeltmesi 'Hayallerin Tekrar Ayağa Kalkması' ifadesini verdi bana. Yönetmen çok çok ince mesajlar vermiş film boyunca. Yakalayabilmek önemli...

Filmin ekstra süprizi Jason Scott Lee oldu. Aslında konusu bakımından olmasa da olurdu karakteriydi bence ama uzun bir süre sonra izlemek çok iyi geldi. Jason filmde bayan karakterimiz Emi'nin eşi Cheng rolünde. Filmde Tae San'ı kıskanma ve şehri terk etmesini söylemesine çok kafam takıldı. Yani sen bu kadar zamandır dans öğretmenliği yapan Emi'yi kıskanma altı üstü bir iki defa Tae San'la dans ettiğini gördükten sonra hey heylere bin. Mantık olarak zayıf bir nokta. Aslında filmdeki mantık olarak zayıf noktalardan biri demek daha doğru olacak. Diğer mantık hatasıda Cheng karakterinin o kadar karatede ustayım, bir numarayım ben mesajından sonra ara sokakta bir araba dayak yemesi de cabası.




Ve Emi karakteri.. Baştan sona belirsizlik mesajı veren bir karakter oldu benim için. Eşini seviyor mu yoksa sevmiyor mu anlaşılmadı mesela. Tae San'a ilgi duyduğu belliydi ama sanki Tae San'ı kendisine tekrar dans edebilme duygusunu verdiği için yakınlık duydu. O duyguyu hissedebilmek için. Zaten filmin final sahnesinde de havada kalan bir bakış attı. Bir eşine baktı bir de Tae San'a. Gelde çık işin içinden :)

Filmin verdiği ince mesajlardan bahsetmiştim. Kısaca onlardan da bahsedeyim. Tae San yıllarca kendini partnersiz eğittiği için keskin hareketler ve sert bir duruşla dans ediyordu en başta. Aslında burada verilen iki mesaj var. Tae San'ın babasının da dediği gibi 'Her Şey Kitaplardan Öğrenilmiyor' tezinin gerçek olması gibi. Verilen ilk mesaj ben merkezli olmaya değiniyor bence. Hayatı 'ben' merkezde yaşadığımız sürece çevremizdekilere sert ve keskin davranışlarımızı anımsattı bana. Tae San'ın karşısındaki partnerini hissedek dans etmesi dansın iki kişilik olduğunu göstermesi gibi hayatta tek başına yaşanmayacak kadar güzel. Diğer mesajda Tae San'ın babasının dediği sözde saklı. Hayatımızın ilk 18 yılını daimi eğitimle, şansı olanlarımız ondan sonraki 3-4 yılı da üniversitede yine eğitimle geçiyor. Eğitimin bize öğrettiği ancak hayat okulunda öğrenilmesi gereken dersleri maalesef okullar bize vermiyor. Tae San için bu düşünce 'Dansın Ruhu'nu öğrenmesi için geçerliydi. Yıllarca kitaplardan dansın tüm tekniklerini öğrendi ama ruhu ve ahengi hep eksik kalmıştı.




Filmin finali daha güzel olabilirdi gibi geldi bana. Film boyunca ruhumuzu besleyen o harika müziklerden bir demet yapabilirlerdi mesela. Ancak Enrique Iglesias'ın Hero şarkısı ne alaka oldum birden. Ne güzel Tango müziği çalıyordu. Bir de Emi ve Tae San ne ara o dansın provasını yaptılarda o derece güzel dans ettiler onu da çözemedim. Zaten sanırım o sebeple dansı akıcı bir bütünlükte değilde kesik kesik sahnelerle verdiler.

Aklıma takılan en önemli noktalardan biride Singapur'un resmi dili oldu. Maşallah çatır çatır İngilizce konuştular filmde. Araştırıp öğrendim ülkenin resmi dili İngilizce ve Malay caymış.

Yani nihayetinde dans, çok hafif dozda aşk, aşırı dozda hayal mesajı, azıcık aksiyon olan, konusu orta karar, müzikleri beni benden alan güzel bir filmdi. 

Vakit geçirmek için tavsiye edilir. İzlemek isteyenler buradan indirebilirler.


Tavsiye: Bu filmi izleyen ve beğenen o zaman bu filmi daha çok beğenir ;)
Innocent Steps - Daenseo-ui Sunjeong (2005)

6 yorum:

  1. Genel olarak uzak doğu filmleri çok kaliteli. Özellikle Kar Wai yapımları.

    YanıtlaSil
  2. Fruko :) Onun hazırladığı listelere hastayımdır oldum olası :)

    YanıtlaSil
  3. Miss Nefertiti(m)... Sağolasın, unutmamışsın beni... Mutlu oldum yazını görünce :D
    Emir kardeşimde çok açık sözlü bir yorumda bulunmuş :D gülüyorum hala (özellikle hazırlamış olduğum istek listelerimi düşününce) :D
    Dance of the Dragon, karizmatik filmdir; önerilir ;)
    Yeni filmlerde görüşmek üzere...

    YanıtlaSil
  4. @neferkaminanu

    Evet Asya sineması Hollywood'a tercih ediyorum genellikle. Konuların orjinalliği ve kalitesi olsun bana daha çekici geliyor.

    @Emir

    Evet bana sana hazırladığı listelerden bahsetmişti. Ama olsun sayesinde ne güzel yapımlar izliyoruz.

    @toruko

    toruko(m) seni nasıl unutabilirim :D Bana verdiğin listeyi fırsat buldukça izleyeceğim. Senin bana 'Mutlu Son' listemi uzatmakta yardım etmeye devam edeceğini umuyorum.

    YanıtlaSil
  5. Aklımda olan bir filmdi, bayram için iyi bir seçenekmiş gibi duruyor, özellikle o doyurucu yorumunu okuduktan sonra :)

    YanıtlaSil
  6. Fİlm genel olarak güseldi. Sırf hyuk jang için açtım . Hayalleri falan güsel işlemişti ama tek takıldığım kısım hyuk jang a dans etmeyi yakıştıramadım bi türlü. Ne biliyim vücuduna gitmemiş gibi geldi. O kaslı güsel vücuda bale gibi dans. Gerçi biras sert dans ediodu kendi. Ama yinede genel olarak güsel filmdi.

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...