29 Kasım 2011 Salı

Gong Yoo Kokulu Sözler #2



İlk yazıyı 31 Mayıs'ta yazmışım. Aradan epey zaman geçti. İkincisini de yazayım artık. İlk yazıyı okumak isteyenler Gong Yoo Kokulu Sözler #1 başlığına bakabilir. :) Sevdiceğinize hediye etmeyi unutmayın ;) 


***

Ey gönlümün sol yarısı. Aklıma koydum seni, aklım almadı. Yüreğime bıraktım, Sana doymadı..! [Mevlâna Celâleddin-i Rûmî]

***

Çay bardağında bırakılan dudak payı kadar bile...uzak kalamam gözlerine... [Sunay Akın]

***

Aslında bütün insanları sevebilirdim, sevmeye senden başlamasaydım... [Can Yücel]

***

Aklıma bile gelmiyorsun artık. O kadar kalbimdesin ki. [Cemal Süreyya]

***

Bana "susacak kadar ben, konuşacak kadar sen lazım" diyorum. Sen olmuyorsun, ben 'sus' kalıyorum. Yoksun...Yok oluyorum... [Kahraman Tazeoğlu]

***

Yokluğunun iki yakasını bir araya getirip, varlığını ilikler misin ömrüme?[Sunay Akın]

***

Birini adam gibi sevmek; aldanmayı, ağlamayı hatta yalnız kalmayı göze almak demektir. [Murathan Mungan]

***

Kim bilir kaç kişi ayrı yataklarda, birbirine sarılarak uyuyordur. [Özdemir Asaf]

***

Ey alfabemin en güzel harfi yâr! Gönlüm seni gözümden, gözüm seni gönlümden istiyor. [Mevlâna Celâleddin-i Rûmî]

***

Hem ben sana bişey söyleyim mi yavrum: " ben aslında seni görmek filan değil, düpedüz seni istiyorum! " [Can Yücel]

***

Nur içinde yat kalbim, ben katilini çok sevdim... [Murathan Mungan]

***

Koca bir ömrü harcamak dedikleri gerçeğin altını seninle çizdim ben. [Oğuz Atay]

***

Bakarken kıyamamak mı, yoksa baktıkça doyamamak mıdır aşk? ( Özdemir Asaf )

***

Erkek, ulaşamadığı kadını lanetler. Kadın, ulaşamadığı erkeğe "Aşk" der. [Dostoyevski]

***


Var olan bir şey varsa, o da yokluğun senin. [Can Yücel]

***

20 Kasım 2011 Pazar

Annem bir çekik hayranı :D

Eheueheu şaka bir yana annem uzak doğuya ait yapımları severek izler. Sanırım bunda Jackie Chan'ın katkısı yadsınamaz :D Annem Denizler İmparatorluğu dizisini 654564 kez izledi TRT de hemde bıkmadı. Muhteşem Kraliçe'yi de izledi tabii ki. Hem de severek. Ama iş burada da kalmadı. Annemle pc başında bir sürü kore dizisi izledik. Listesini yapayım dedim neler izlemişim anneciğimle beraber. Alt yazılılı izliyoruz hem de heyecanla :) Kısacası anasına bak kızını al deseniz cuk oturacak :D 

Annemle izleme listemiz: (Benim listem burada )

Diziler: Kore ve diğer ülkeler.

Filmler: Kore ve diğer ülkeler.

Nasıl izleme listemiz. Bence gayet şahane. Tabii ki durmak yok. Zira şu ara The Princess Man dizisini izlemeye başladık. Henüz üçüncü bölümündeyiz ama dizi şu anlık gayet güzel ve heyecanlı gidiyor. Ayrıca TRT'nin yeni başlayan dizisi Tacir dizisini de izliyor annem. Ben şimdi dizimizin dördüncü bölümünü yüklemeye gidiyorum. :)

Taşındım... ♥



Uzun zamandır wordpress veri tabanında devam ettirdiğim blogumu blogspota aktardım. Bunun sebebi wordpressin kafasına göre blogları kullanıcıyı uyarmadan çat diye kapatması. Bu sebeple bloguma sık sık yazamasam da yazdığımda artık yeni adresimde olacağım. Sevenler, takip edenler, arada bir uğrayanlar, bi bakıp kaçanlar yeni adresime hoşgeldiniz. ;)


13 Kasım 2011 Pazar

Rengarenk... Gökkuşağı...

Akşam üzeri hava epey karardı. Yağmur yağdı yağacak. Sonra bir güneş çıktı. ☼ Camdan bir baktım ki ne göreyim :) Gökyüzünde rengarenk bir gökkuşağı. Ablama söyledim hemen. Ablam cama ben balkona fırladım. O güzel anları fotoğraflamak için. Çıkınca ayrıca yağmur da yağdığını gördüm. Birden fazla hava olayı gerçekleşiyordu :) Çok uzun zamandır çıplak gözle gökkuşağı görmemiştim. En son gördüğümü de çok uzaktan görmüştüm 2-3 yıl önce. Pazar günümü renklendiren güzel bir detay oldu.







11 Kasım 2011 Cuma

Aşk Tuzağı ~ Linda Howard

Linda Howard kitaplarını çok severek okurum. Ama son 3 kitabını pek beğenmedim. Yazardan kaynaklandığını düşünmüyorum. %99.9 çeviriden kaynaklanıyor. Son kitabını da bayramda okudum. Aşk Tuzağı' nı yani.




Kitabın konusu da kısaca şöyle; New York Times Bestseller yazarı Linda Howard, aşkın ve gerilimin köşe kapmaca oynadığı bu çok satan romanında sizi, en ince ayrıntısına kadar düşünülüp planlanmış kusursuz bir düğün törenine davet ediyor. Ancak bu törende damat ve gelin karşılıklı sözler veremeyecek, birbirlerine yüzüklerini takamayacak, masum bir öpücüğün tadına varamayacak ve
gelin bu özel günün ışıltısını yüreğinde hissedemeyecek; çünkü acımasız bir katil, gelini öldürmek için sinsice vaktinin gelmesini beklemektedir. Gelinle yaşadığı sorunlar yüzünden bir numaralı şüpheli durumuna düşen düğün organizatörü Jaclyn ile olayı soruşturmakla görevlendirilen Dedektif Eric Wilderın yolları cinayetin hemen öncesinde kesişmiş, birlikte tutkulu saatler geçirmişlerdir. Ama oyun değişmiştir artık. Geçmişteki kötü deneyimleri yüzünden kalbini yeni maceralara kapatan Jaclynle Dedektif Wilder arasındaki ilişki yavaş yavaş aşka dönüşürken soğukkanlı katil de adım adım yeni hedefine doğru yaklaşmaktadır. (Konu da fotoğrafta kitabı aldığım http://www.yenisayfa.com dan alındı.)


Ve evet bu kitap da çeviri kurbanı bence. Çünkü kitabın başları harika. Kahkahalar attım, epey de eğlendim. Ancak kitabın ortalarına yaklaşmaya başladıkça kitap birden bire sıkıcı olmaya başladı. Son sayfayı zor ettim desem yeridir. Hem çeviri hem de çok fazla detay içermesi kitabı eğlenceliden hızla sıkıcıya götürüyor.


Karakterler söz konusu olunca sıkıcı olmayan tek karakter Dedektif Eric Wilder oldu. Bence baş karakter olması gereken de oydu. Yani bir kere polis :D sevmemek elde değil. Romanın baş karakteri düğün organizatörü Jaclyn aslında kitabın başında çok hoştu ama sonra resmen püsküllü sürtüğe dönüştü. Ivır zıvır bir sürü yan karakterin olduğu, gereksiz düğün detaylarıyla kusma hissi uyandıran, accık ucundan biraz da gerilim barındıran, katili ise parmakla gösteren bir kitap kısaca. Sanırım çeviriyi yapan kişi de bu detaylardan o derece sıkılmış. Çünkü gayet sıkıcı olan satırlar resmen akmadı yani.


Sözün sonunda eğer bir Linda Howard hayranı değilseniz almayın okumayın. Ama bu demek değildir ki yazarın diğer kitapları da aynıdır. Özellikle Bay Mükemmel kitabı her kitaplıkta mutlaka olması gerekir bence. ;)


Puan: 10/3,5
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...