27 Eylül 2011 Salı

2 Yıl Oldu Bile... Nice 20 Yıllara ♥




Halbuki daha dün gibiydi Cevahir AVM'nin önünde LaFea'yı bekleyişim. (O günden anlamalıydım beni hep bekleteceğini :P ) Tarih 26.09.2009 hava hafif serin bir bahar havası :D :D  Cidden tüm detaylarıyla hatırlıyorum. LaFea ile ilk kez görüşeceğim. Nasıl heyecanlıyım, nasıl meraklıyım içim içime sığmıyor. O zamanlar internet üzerinden süren arkadaşlığımız Gong Yoo için bir mektup projesi yapmaya karar vermemizle gerçek hayata taşındı. Zaten o günde hem tanışmak hem de proje hakkında konuşmak için bir araya gelmiştik. Hiç unutmam LaFea elinde yapılacak listesiyle gelmişti :D :D :D


O şen ve mutlu günümüzü Türk halkıyla da şöyle paylaşmıştık vakti zamanında :D Gong Yoo, Mss.Nefertiti ve Ben euehuehue Yetmemiş bir kez daha buluşmuşuz. Gong Yoo Bahane Arkadaşlık Şahane  :D   Hatta utanmayıp bir de fotoğraflar paylaşmışız. Yüzsüzlüğün bu kadarı :D





Pekiiii... Şimdi sorarım size bu dostluk, bu arkadaşlık nasıl başladı bir bileniniz var mı?? Ara ara LaFea ile beraber bunun gırgırını geçeriz. Ben hala ara ara açıp okuyorum. :D  LaFea'nın 3 Mayıs 2009'da bloguna yazdığı Smiling Pasta yazısına yorum yazmışım. Tarih 11 Ağustos 2009 :) Ama nasıl yazmak. Methiyeler düzmüşüm, övmüşüm, iltifatlar yapmışım. Bir de bir kibarım bir kibar kırılacağım neredeyse :D :D Ama ama ama.... Aldığım cevaba bakın hele. 1,5 satırlık bir cevap :D Nasıl oldu da blogunu takip etmeye devam etmişim hayret :D :D  Hala bazen bana der 'yaa bak falan filan hakkında yazı yazdım yorum yapsana' ben de derim ki 'yaaa yemezler 2 satırlık cevap yazarsın sinir edersin beni'  Aramızda şaka kalmıştır anlayacağınız. Üşenmedim bir de ekran görüntüsü aldım :D Bir de kendi okumak isteyenler için; Smiling Pasta





P.S: Yalana bak :D Hepsini yorumlayacakmışşşş :) :)


İşte böyledir bizim arkadaşlığımızın dostluğumuzun başlamasının hikayesi. Hep söyleriz Gong Yoo olmasaydı bu kadar cana can olur muyduk bilemiyoruz. Ama Gong bizim yüz yüze tanışmamıza vesile oldu. Geri kalan tüm çingenelikler bize ait :D  Nice nice 20 senelere, bumburuşuk yaşlı pis mikrop insanlar olana dek :)

26 Eylül 2011 Pazartesi

♥ Ramen ♥

Şimdi şöyle bir şey var ki ben şu rameni çok çok çok çok seviyorum. :)  Tadına ve lezzetine bayılıyorum. Ama o kutuda satılan üzerine kaynak su dökülenleri değil. Alıp evinizde tencerenizde kendinizin pişirdiği ramenleri seviyorum. Leader Ramenin kırmızı pakette satılan rameni şiddetle tavsiye edilir. Ayrıca  Seoul Restaurant'ın ramenleri daha da bir lezizdir.


Amaaaa.... 12 Temmuz'da Rain'in (canım bildiğiniz şarkıcı Rain :D ) paylaştığı bir twitter fotosu vardır. İşte o fotoğraftan sonra ben ramene aşık oldum adeta. Ne zaman canım ramen istese gözümün önünde o görüntü canlanır.


Bu satırları yazarken ağzımın salyalarından dolayı yazdıklarım anlamsızlaşabilirlkanşajn vmödnvahşaoıhşv kvnalkdavnşak lndvaşohıaa



25 Eylül 2011 Pazar

Sevda'lı YASAK!!!!




Şimdi şöyle ki annemin rahatsızlığı nedeniyle hastanede bulunduğumuz süre boyunca canım LaFea'mla bol bol telefonda konuştuk. Kendisi 35465876 gün 654543 aydır doktora gideceğini söyleyip duruyordu ne zamandır. Benim de canıma tak etti. Bu konuya el atmam gerektiğine karar verdim. Önce biraz vicdani kartlarımı oynadım. Dedim; bak görüyorsun annem nasıl hasta, sağlık her şeyden önce gelir, aksatma git mutlaka falan filan fistan. Baktım fayda etmedi. Artık bu işe 'Sevdalı' bir çözüm gerektiğine karar verdim.


Şimdi şu ki bizim hanım kızımız LaFea 'oje'yi çok sever. Sürmese de alacak yani o derece :) Rengarenk, gıcır gıcır, parlak çekiciliğine kapılır. Kısacası zaaf gibi bişi :) Benim arkadaşlık kitabımda 21215 nolu maddede şöyle yazar: 'Eğer arkadaşının iyiliği içinse en gizli sırlarını ve zaaflarını kötü emellerine alet edebilirsin' :D Ben de resti çektim LaFea' ya. Dedim; Sen doktora gidip sağlığın için bir şeyler yapana kadar sana oje almak YASAK!! O da bana söz verdi almayacağına dair (gerçi söz verme aşamasında lafı ağzından zorla aldım o başka :D ) İşin garibi vicdanına seslenmelerim sonuç vermedi ama şu oje yasağı işi olacak gibi. Zira randevularını almak için çabalıyor. Korkmayın canım önemli bir şeyi yok çok şükür. Kontrol falan olacak.


Hanım kızımız LaFea'nın oje maceraları; 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 1011, 12, 13  Bunlar kayıt altında olup aleyhine delil olarak kullandığım materyaller :D  Aşağıdaki fotoda ve blogundaki diğerleriyle beraber ojeleri saydık. 50 tane ojesi olduğuna kadar verdik. Evine gittiğimde sayacağım :D





Şaka bir yana LaFea bu karara benden korktuğundan falan değil sevdiğinden uyuyor. Yoksa kim engelleyebilir ki onu alır çekmecesinde saklar, kimsenin ruhu duymaz. (ama ben onun gözünün içinden anlarım o ayrı :D ) Gerçi elde ettiğim deliller oje aldığında yazmadan yapamadığını gösteriyor euheuhe Herşey bir yana ben ona güveniyorum. İster sevgisinden uyuyor deyin ister saygısından deyin yada gizli gizli almıştır bile deyin farketmez. Bu mesele artık LaFea ve tüm Türkiye arasında ehuehuehuehe :) :) :)



Biliyorum biliyorum çok kötüyüm ama zaten LaFea' da beni bu kadar mikrop olduğum için seviyor.


Bol 'YASAK-SIZ' günler.

23 Eylül 2011 Cuma

Uzun Aradan Sonra...

Uzun bir aradan sonra nihayet bloguma 3-5 satır yazı yazmaya geldim. Annemin rahatsızlığı sebebiyle hastanede geçirdiğimiz 2,5 aylık süreden sonra çok şükür artık evimizdeyiz. Geçtiğimiz çarşamba günü taburcu olduk. Şimdi iyileşme ve toparlanma sürecini geçirmek için evimizdeyiz. Bu zor ve sıkıntılı dönemi sevgili ablam çok ayrıntılı bir şekilde yazdı. Onun kaleminden okumanız en iyisi.

Varlık İçinde Yokluk Çeken Devlet Hastaneleri


Kader denilebilir, şansızlık denilebilir, olmuşla ölmüşe çare bulunmaz da denilebilir ama sessiz kalınamaz. Ben ve ailem bu konuda ihmali bulunanlar hakkında gerekli yerlere şikayetlerimizi yaptık. Umarım hak ettikleri cezayı bulurlar.

Bu zorlu, üzücü, yıkıcı ve yıpratıcı süreçte yanımızda olan, desteğini, moral verici sözleri ve yazılarıyla destek olan herkese çok çok teşekkürler. Mesajlarıyla ve telefonlarıyla bizi yalnız bırakmadılar. :)

Peki ben bu süreçte neler yaptım hastanede. Şimdi Çapa Tıp Fakültesinde Fatih Belediyesinin sağladığı kablosuz internet ağı mevcut. Ama sinyal gücü o kadar düşük ki internet 30 sn de bir kopuyor. Bu yüzden iki denemeden sonra bilgisayarımı hastaneye götürmekten vazgeçtim. Geriye yapılacak iki şey kalıyordu televizyon izlemek ve kitap okumak. Yeni bir kanal vardı 'Doktorlar' adında reklamlarda Show Tv yi yayınlıyordu :D onu seyrettik :) Akşamları da genelde kitap okudum.

Kitap okudum demişken öyle böyle değil yani epey okudum. Peki kimin sayesinde :) Cana can katan, akşamları saatlerce telefonda konuştuğum, ellerimiz telefonu tutmaktan uyuşana kadar konuştuğum, A dan Z ye her konuda her zaman yanımda olan can dostum LaFea sayesinde tabii ki :)




Aslında bir kitap daha vardı. Çok beğendiğim için okuması için LaFea'ma vermiştim. Şu yazısında da anlatmıştı hatta :) Kitap bana geri geldi, kitaplığımda ait olduğu yerde şimdi. Jane Green kitapları, Tavuk suyu çorbası :P ve Satılık Aşk kitabı LaFea'ma geri dönecek. Çünkü bu kitaplar kendisinin zengin kitaplığına ait. Diğerlerini de benim için satın altı. Aslında hediye alıyor sözde ama biz telefonda anlaşıyoruz 'Yok yok onu alma konusu kötü' - 'yok yok onu beğenmedim' şeklinde. Bir bakıma kendi hediyelerimi kendim seçiyorum :) Kitaplara da fırsat buldukça blogumda yorumlayıp yer vermek istiyorum. Ama söz vermiyorum :D

Üşenmeyip bu kitapları bana getirdiğin için, telefondaki gevezeliklerime katlandığın için, zor durumda yanımda olduğun için, Gong Yoo haberlerini dakikasında ilettiğin için ve en önemlisi de dostum olduğun için tekrar tekrar teşekkür ederim :)
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...